Ana Sayfa |
![]() |
Tarot
– Semboller Dünyası Kaja Cudak’ın Hajo Banzhaf ile yaptığı söyleşi, 2008 baharı
|
Bir
felsefeci, bir astrolog ve on yediden fazla kitabın yazarısınız. Bu çok
etkileyici bir şey. Eğer bugün yirmi sene önceki Hajo Banzhaf'a rastlamış
olsanız, ona ne sormak isterdiniz? Ona ne derdiniz? Şimdi mutlu musunuz? Bir
Tarot uzmanı ve bir insan olarak kendinizi hoşnut hissediyor musunuz? Ona
"Kendi yolunu keşfetmiş olduğun için çok sevinçliyim,"
derdim. Biraz
geçmişe, Almanya'daki baba evinize gidelim. Kendi çocukluğunuza ilişkin ne
hatırlıyorsunuz - hangi imgeler, olaylar, insanlar? Hatırladıklarım
çok az. Dört erkek kardeşim var ama hepsi benden çok büyükler, o nedenle
ben sanki tek çocuk gibiydim. Anne babam harika insanlardı ve ben sıcak
ve güvenli bir ortamda büyüdüm. Tam Hristiyan bir aileydik, dolayısıyla
ben büyüdüğümde oldukça dindardım. Tanınmış
bir astrolog, Tarot uzmanı ve yazar olmadan önce dil ve felsefe okumuştunuz?
Onları okurkenki zaman size ne kazandırdı? Size ne öğretti? Hayatımın
en zor zamanlarından biriydi. Tüm inancımı yitirmiştim ve bundan dolayı yaşamıma
bir anlam kazandıramadığım için acı çekiyordum. O dönemde
felsefenin, özellikle de Albert Camus'nun bana çok yardımı oldu. O
dönemde aldığınız en önemli ders neydi? Hayatın
anlamını sorduğumuzda cevap bulmayacağımız. Yalnızca tek bir gerçek olduğu,
ama ona herkesin kendi yöntemiyle ulaşabileceği. Bu nedenle herkesin kendi
yolunu keşfetmesi gerekiyor. Eğer tek bir yol, tek bir uygun tavır, tek
bir doğru davranış olsaydı, dehşet verici olurdu çünkü o zaman
tüm insanları korkunç anlamda eşit yapmaya kalkan bir diktatörlükte
yaşıyor olurduk. Nereye bakarsak bakalım yaşamın mührünün çoklu olduğunu
görebiliriz. Ve tabii insanoğlunun da. Milyonlarca yıldır birbirine özdeş
hiç iki hosroskop olmadığı gibi yeryüzünde de hiç iki insan yoktur ki
birbirlerine özdeş olsunlar. Bu nedenle kendi cevaplarını ve kendi gerçekliğini
bulmak herkesin kendi mutlak görevidir. Numerolojiye
göre siz "bir yedi"siniz. Geleneksel numerolojide
"yediler"in kanlarında antik medeniyetlere, dünya dinlerine, maji
ve parapsikolojiye karşı bir tutku taşıdıkları söylenir. Siz bu
tutkunun çağrısını ne zaman ve nerede aldınız? Dediğim
gibi ben çok dindar bir ortamda büyüdüm ve çok erken yaşlarda, belki on
iki yaşımda diğer dinlerle ilgilenmeye başladım, öncelikle de Budizm
ve İslam diniyle. Fakat kültürümüzün kökleriyle, özellikle Mezopotamya
ve Mısır'la daha kapsamlı ilgilenişim çok daha sonraları astrolojiyle
oldu. Bir
kişi olarak Tarot sizi niye bu kadar büyüledi? Ve Tarot dilini size kim öğretti? Çoğu
kişide olduğu gibi Tarot ile tanışmama bir olay sebep oldu. Hayatımda
bana ilk defa Tarot kartları yorumlayan kişi Polonyalı bir Yahudi bayandı
aslında. Adını bilmediğim için çok üzgünüm. Münih'e yalnızca birkaç
günlüğüne gelmişti. Ve kimse adresini, nereden geldiğini ve şimdi nerede
olduğunu bilmiyor. Bu ilk adım için ona teşekkür edebilmeyi çok isterdim.
O zaman kartlarla olan bu ilk karşılaşmanın kendim ve yaşamım
için ne anlama geldiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Başlangıçta Tarot
benim için ilginç bir oyundan öte bir şey değildi. Ne zaman ki Sallie
Nichols'un "Jund and Tarot" isimli o mükemmel kitabını okudum, o
zaman Tarot sembolizminin o engin temelini anlamaya başladım. Jung'un
psikoloji dünyasına
gittikçe derinlemesine daldım ve kartları anlamamın anahtarı oradaydı.
Dolayısıyla bir anlamda öğretmenim C. G. Jung'du. Çoğu
kimse Tarot'yu yazgı ve kara yazı ile karıştırır. Bu yanlış inanış
bizlere nesilden nesile geçmiştir. Tarot'ya duyulan bu korkunun kaynağı
nedir ve neden bu kadar güçlüdür? Bu
bir yanlış anlamadır. Bazı insanlar hâlâ, içerisinde dünyanın ve her
bir varlığın geleceğinin tüm detaylarına kadar yazılmış olduğu
"yaşam kitabı" gibi bir şey olduğuna inanıyorlar. Ve astroloji,
Tarot ya da diğer kehanet yöntemlerinin bizim bu kitabın gelecek
sayfalarına kısa bir göz atmamızı sağlayabileceğini düşünüyorlar.
Tabii ki orada yakında olabilecek tehlikeli şeyler olduğundan korkuyorlar.
Ancak bu, günümüzün insanlığı için hiç uygun bir yaklaşım
olamaz. Gelecek bizden pedagojik nedenlerle saklanmış falan değildir, onu göremeyiz
çünkü henüz yoktur. Onu biz anbean bireysel ve kolektif kararlarımızla ve
davranışlarımızla kendimiz yaratırız. Bugüne kadar verilmiş
olan birçok karar olduğu için gelecek de elbette boşluk değildir. Ama henüz
kesinleşmemiştir. Kartları açarken ve yorumlarken bunu göz önüne almak çok
önemlidir. Eğilimler görebiliriz ama mutlak ve kaçınılmaz gelişmeler asla
göremeyiz. Kehanetleri okuyanların bize verebileceği bilgi sayesinde
kartların öngördüğünden çok daha iyi bir yol bulabiliriz. Dolayısıyla
Tarot'dan korkmak için hiçbir neden yoktur. Bir
çok kişi bana Tarot'nun ustalıklı ruhundan bahsetti. Dost ellerde olan bir
Tarot destesi insanlara yardm edip onları iyileştirebilir. Kara büyüde
kullanılan bir Tarot destesi ise sahibine kötü enerji olarak geri dönecektir.
Tarot üzerinde çalışırken aklımızdan çıkarmamamız gereken şey nedir
ve Tarot ile dostça bir ilişki kurabilmenin anahtarı nedir? Anahtar ölçülülük
müdür? En
önemlisi Tarot'nun mükemmel bir hizmetkâr, ama çok kötü bir efendi olduğunu
unutmamaktır. Kartların tavsiyesine kulak vermenin çok yardımı olur,
ama kartlara sormadan evden dışarıya adım atmaya bile cesaret edemiyorsak, o
zaman ürkütücü bir hâle gelir. Sizin
için Tarot daha önce neydi, bugün ne? Bana birkaç kelimeyle söyleyebilir
misiniz? Başlangıçta
Tarot benim için bir fal oyunuydu. Şimdi ise benim için çok iyi bir danışman
ve Büyük Arkana sanki benimle kelimeler yerine imgeler ve sembollerle konuşan
bir eski bilgelik kitabı gibi. Biz
bugün Tarot destesini bir kehanet aleti olarak kullanıyor ve ondan işimize
ilişkin yardım alıyor, ruhsal terapi için yararlanıyoruz. Gelecekte
Tarot'nun nasıl bir rolü olacak ve biz onu nasıl kullanıyor olacağız? Bilmiyorum.
Kartlara henüz bu soruyu sormadım! Yirmi
yıldan uzun bir süre önce Tarot yoluna koyuldunuz. Bugünkü yolunuz nedir?
Tarot'daki ve sizi sarmalayan dünyadaki arayışınız nedir? Benim
için yazdığım en değerli kitap "Tarot ve Kahramanın Yolculuğu"dur.
Onun üzerinde uzun, uzun yıllar boyunca çalıştım ve yaşama ilişkin
içgörüm giderek çok derinleşti. Şimdi benzer bir kitap yapmak istiyorum:
Tarot ve Simya. Mitolojik temeli yerine kartlardaki dönüşüm sürecini göstereceğim
ve bu çok büyüleyici, çünkü kurşundan altına dönüşebilmek,
derinlerden yükseklere çıkabilmek, hastalıktan sağlığa kavuşabilmek,
geceden ışığa ulaşabilmek için ne yapılması gerektiğini anlamamıza
yardımcı olacak. Tarot
kartlarıyla çalışmadığınız zamanlarda neler yapıyorsunuz? Boş zamanınızı
nasıl geçiriyorsunuz? Huzuru ve rahatlamayı nerede buluyorsunuz? Uzun
yıllardır Zen meditasyonu yapıyorum. Kitap okumayı, yazmayı ve hemen hemen
her gün sevgili dostlarımı görmeyi seviyorum. Şimdi
mutlu musunuz? Bir Tarot uzmanı ve bir insan olarak kendinizi hoşnut
hissediyor musunuz? Üç
ay önce harika eşim Brigitte - henüz 48 yaşında iken - huzur ve sükûnet
içerisinde kollarımda öldü. Dolayısıyla bugünlerde mutluluktan ziyade üzüntü
içerisindeyim. Ama sorunuzu daha genel bağlamda değerlendirecek olursam, şimdiye
kadarki yaşamım için büyük şükran duyuyorum. Tarot ve astrolojinin
yoluma çıkmış olmasından dolayı çok mutluyum, kendimi ve genel olarak yaşamı
çok daha iyi anlamama ve benim için sorun olan birçok sorunun cevabını
bulmama yardımcı oldular. Ve
Tarot sizden hiç sır sakladı mı? Eğer
semboller dünyası üzerinde çalışıyorsanız hiçbir zaman bir sona ya da
bir zemine varmazsınız. Daha daha derine bakabilir ve daha daha fazla
kavrayabilirsiniz. Dolayısıyla bu, hiç sonu olmayan bir sırdır. Sohbet için teşekkürler.
Çeviren:
Güneş İlhan 19.02.2009
|
© 2009-2019, BARIŞ İLHAN YAYINEVİ Bu sitedeki tüm yazıların yayın hakkı Barış İlhan Yayınevi'ne aittir. İzinsiz hiçbir alıntı yapılamaz ve kopya edilemez.
|